Ahmet ÜDER
ahmetuder@hotmail.com
Kapısuyu'nda Enerji Yatırımı ?
22/01/2013 Kapısuyu’nda Enerji Yatırımı mı, Çevre Faciası mı? Bartın iline bağlı deniz ve doğa yönünden son derece güzel iki ilçemiz vardır. Bunlarda biri Amasra, diğeri de 2000 nüfusa sahip, fakat çok şirin bir ilçesi olan Kurucaşile’dir. Bugün Türkiye genelinde bir anket yapacak olsanız, Amasra’yı duyan veya görenlerin oranı çok yüksek olacaktır ve de düşünceleri son derece olumlu yansıyacaktır. Amasra ilçemiz kömür maden ocakları ve kömür yıkama tesisleriyle ekonomik yatırımlarının yanında doğa ve deniz turizm açısından son derece güzel ve görülmeye değer, şirin bir ilçemizdir. Amasra’yı görüp de hayran kalmayan hiç kimseyi bulamazsınız. Turizmin gelişmiş olmasından dolayı otel, pansiyonculuk ve özellikle balık restorantları son derece kaliteli ve sağlıklı bir yapıya sahiptir. Daha önceki yıllarda kömür yıkama tesislerinden dolayı denizi oldukça kirli olmasına rağmen, son yıllarda alınan tedbirlerle denizi koruma altına alınmış olup, gönül rahatlığıyla denize girebileceğiniz bir sahil şeridine sahiptir ve de bakımlıdır. Ancak ikinci ilçemiz olan Kurucaşile ise çok fazla insan tarafından tanımaz ve bilmez, genelde İstanbul’un Şile ilçesiyle karıştırırlar. Ancak görüldüğünde ise hayran kalınacak bir doğa ve sahil şeridine sahiptir, yabancı turistler çok iyi tanırlar. Bir de deniz nakliyat ve balıkçılıkla uğraşanlar... Yarım yüzyıldan beri bir arpa boyu yol katedmemiş, aksine çok gerilere gitmiştir. Sebebi ise nufusun çok az olmasından dolayı siyasetçilerin sadece seçim zamanında bölgeyi ziyaret etmeleri, seçimden sonra ise tamamen unutmalarından kaynaklanmaktadır. Bu şirin ilçemizin en güzel sahil şeridine sahip bir köyü var ki, gerçekten görülmeye değer benim de doğduğun KAPISUYU köyüdür... İnternet arama motorundan gerek Kurucaşile, gerekse Kapısuyu olarak tıklandığında göreceğiniz yüzlerce manzara karşısında hayranlığınızı saklayamayacaksınız ve mutlaka ziyaret etmek isteyeceksinizdir. Burada sizi çok sıcak kanlı insanlar karşılayacak ve çok memnun olarak ayrılacaksınız, tekrar gelmek için tabiri caizse iple çekeceksiniz. Kapısuyu sahil şeridi, Amasra sahil şeridinden çok daha uzun olup, kumsalı ve doğa güzelliği açısından da çok zengindir. Dünya üzerinde nesli tükenmekte olan mis kokulu kum zambaklarını ancak burada görebilirsiniz. Bunların yanısıra yaban mersini, dünya üzerinde en kaliteli defne ağaçlarıyla ünlüdür. 1970’li yıllara kadar burada çok büyük bir tersane vardı, mavna olarak bilinen 550 gros tona kadar gemiler inşa edilirdi ve ilçenin ve bir çok köyün geçim kaynağı da Kapısuyu tersanelerinden sağlanırdı; o zamanlar nufusu da çok daha kalabalıktı. Ayrıca gemicilik konusunda çok üstün olarak bilinen Cenevizliler de burada yaşamışlardır. Osmanlı donanmas için de çok önceki yüz yılllarda savaş gemilerinin yapıldığı konusunu yöre halkından bilmeyen,duymayan yoktur. Bu konuda halk arasında çeşitli efsaneler dilden dile anlatılmaktadır. İnşa edilen bu gemiler ülkemize deniz nakliyat hizmetleri konusunda uluslararası alanda büyük katkılar sağlamış, Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Uzak Doğu sularında nakliyat atmışlardır... Hiçbir yanbancı kaynak kullanılmadan yapılan tersane yatırımları, zamanın hükümetlerinin hiçbir tedbir almamış olması, bu konuda yardımcı olması gereken zamanın yerel yönetim ve bürokratlarının kış uykusuna yatarcasına bu sanayii çok önemsemeyip görmezden gelmesi, bu konuda önayak olacak bir liderin çıkmaması, sac gemi tersanelerinin başka bölgelerde kurulması, sermayenin erimesinden dolayı teknolojik gelişmelere ayak uydurulamamış olunması, özkaynağın yetersiz olması ve bu konuda bol kepçeden dağıtılan teşvik tedbirlerinden yararlandırılmamış olması neticesinde bu sanayi tamamen yok olmuş, daha az sermaye gerektiren yat ve kotra işne başlanması ve artık bu işin de yok olma aşamsına gelmesi kaçınılmaz son olmuştur.
Gelelim esas konumuza; Kapısuyu köyü, Kapısuyu 1 ve Kapısuyu 2 diye ikiye ayrılır.Birisi Bartın iline, diğeri de Kastamonu iline bağlıdır, ortadan bir dere geçer, adı Kapısuyu deresidir. Otuz kırk sene önce suyu içilir durumdaydı ve son derece kaliteliydi, üstelik balık bakımından da zengindi. Yukarıdaki köylerdeki maden ocakları tesislerinin yanında, köye 10 km. mesafede yapılan bir cam firmasına ait hammadde tesislerinden sızan artıklar bu dereye oldukca zarar verdi ve denizi kirletmeye başladı. Köy, çok bakir bir yapıya sahip olup, Kapısuyu 1 orman bölgesi ilan edilmiş, son 1 yıl önce yapılan kadastro çalışmalarından sonra insanlar orman yasası gereği, yüz yıllar boyunca yaşadıkları dedelerinin ev ve arazilerini terketmek rizikosuyla karşı karşıya kalmıştır. Kapısuyu 2 ise sit alanı ilan edilmiş olup, dolayısıyla avcılık dahi yasaktır. Esasında bu 2 köy bir bütüntür, iş alanları ortak, denizi ortak, bira rada yaşamaktadırlar. Tek fark; İl ve muhtarlıkları farklıdır. Aynı bitki örtüsüne sahip, aynı doğa yapısına sahip, biri orman köyü, diğeri ise sit alanı.. İşte anlaşılmayan noktaya geldik. Mademki orman bölgesi, sit alanı, deresi çok güzel, o halde Enerji Yüksek Kurulu bir çok yeri istimlak edip, denize sadece üç yüz metre mesafede yap-işlet-devret modeliyle kurulan hidroelektrik santtralı ve denize 5 km mesafedeki baraj inşaatı, sit alanı olan bolgede de tüneller açarak dereyi kurutması, balıkların yok edilmesi ve aralıklarla sannralden atık suların denize salınarak denizive sahili kirletmesi, balıkların zarar görmesi hangi çevrecilik anlayışıyla bağdaşır, ben anlamış değilim. Anlatabilecek varsa anlatsın. Fizibilitesi ne kadar sağlıklı yapıldı bilemiyorum ama getirisi ile götürüsünü karşılaştırdığımızda, götürü kat sayısının derecesi tartışmasız yüksek olacaktır. Yetkililre sesleniyorum, henüz işin başındayken gelin gerekli tedbirleri alalım. Özellikle turizm, denizcilik ve balıkçılık konusunda çok geniş kapsamlı olan teşvik tedbirlerinden yararlanarak ve halkı bilinçlendirerek bu işi el birliğiyle çözelim; yörede boş gezen genç nesile iş sahaları açalım ve dolayısıyla da köyümüz refah seviyesine kavuşsun. Nasıl balıkçılık konusunda çok katı tedbirler alınıyorsa, orada yaşayanlar artık kendi yaşadığı denizde koruma yasalarından dolayı avlanamıyorsa, o halde çevre kirliliğine de fırsat vermeyelim... |
Yorumlar |
30/01/2013 22:21 daha önceki yazılarınız gibi bu yazınızda bilgilendirici. elinize sağlık yazılarınızın devamını dilerim. teşekkürler... İsmail GÜLER KAPISUYU 26/01/2013 21:26 Sayın Ahmet Üder Bey,yazılarınızı www.haberx.com dan büyük bir dikkatle ve gururla takibediyorum. HES’lerin Kapısuyu’na verdiği zarar ortada dururken;Kapısuyumuzu bir tehlike daha beklemektedir. Duyduğum kadarı ile Kurucaşile-Cide arasında yapılacak olan yolun,Kapısuyu üzerinden viyadükle geçileceği söylenmektedir.Bu viyadüğün de Kapısuyu’nun tam üstünden,bundan 15-20 yıl önceye kadar eğitim ve öğretim yapılan ve bugün öğrencisi olmadığı için kapatılan Kapısuyu İlkokulu’nun tam üzerinden geçeceği ifade edilmektedir.
Tabi ki;bölgemiz uzun yıllardır çektiği yol çilesinden kurtarılmalıdır.Ancak yöremiz yararına doğru bir işi yaparken;bir başka şekilde hata da yapmamalıyız.Tüm Kapısuyuluların HES’lerdeki hataya düşmemelerini arzu etmekteyim.
Son olarak şunu ifade edeyim;mutlaka viyadük gerekli ise Kapısuyu köyümüzün arka sırasından değirmenlerin bulunduğu bölgeden geçebilir diye düşünüyorum.Tabi Kapısuyulu dostlarımızın yöreyi daha iyi bildikleri için daha uygun önerileri olacaktır.
Nihat YASA |
Yazarın diğer yazıları |
Kapısuyu Tersanesinin hazin sonu - 03/03/2013 |
Bartın ili Kurucaşile ilçesi'nin şirin mi şirin bir sahil köü olan Kapısuyu, bir zamanlar bir zamanlar ülkemizin en büyük gemi sanayiine sahip idi.İdi diyorum çünkü, artık o günlerden eser yok malesef. |
Sahillerimize ne oluyor? - 16/02/2013 |
Sahillerimiz can çekişiyor |
Kurucaşile-Kapısuyu’nda bir tatil keyfi… - 31/01/2013 |
İnci tanesi kumların üzerinde, denizin maviliklerini seyrederken sabah kahvaltınızı kendiniz hazırlayıp yapabilirsiniz. |