Nihat YASA
yasanihat@hotmail.com
TEKKEÖNÜLÜ MÜTESELLİM HAYDUTOĞLU MEHMET BEY(1)
29/01/2013 Kurucaşile için yazdığımız yazılar ile ilgili olarak kronolojik bir sıralama yapmayı hedeflemiştim.Bu nedenle önce Yerel Tarih'in önemi üzerine bir yazıyı kaleme aldım.Yazımızı bu köşede yayınlayarak sizlere sunmuştum.Daha sonra Kurucaşile'nin eski çağdaki adı olan CROMNA üzerinde bir yazımız yayınlandı.Bugün ise bölgemizden yani Ova Tekkeönü'nden yetişen bir tarafta Safranbolu,diğer tarafta Ereğli'ye kadar uzanan bölgenin yönetiminde söz sahibi olan ve 1816 yılında II.Mahmut döneminde Ayanların ortadan kaldırılması sürecinde idam edilen hemşehrimiz VİRANŞEHİR SANCAĞI MÜTESELLİMİ HAYDUTOĞLU MEHMET BEY''i hemşehrilerimize tanıtmaya hedefledim. Öncelikle Osmanlı Devlet yönetiminde bir dönem önemli bir görev olan Mütesellimin tanımı ve devlet idaresindeki önemi üzerinde durmak istiyorum. MÜTESELLİM:Vali, beylerbeyi ve mutasarrıfların uhdelerinde bulunan,vilayet ve sancaklarda bulunmadıkları zaman buraların idaresine vekalet etmek üzere, memuriyeti hükümet tarafından tasdik edilen vekillere "mütesellim" ismi verilmektedir. Mütesellim kelime anlamı olarak "teslim olunan şeyi alıp, kabul eden" manasına gelmektedir. Vali ve mutasarrıflar idarelerinde bulunan sancaklara iki türlü mütesellim tayin ederlerdi. Birincisi, geçici bir görev vesilesiyle başka bir yere gittiklerinde yerlerine bıraktıkları kimselerdir. Bunlara " kâim-i makam" ( Kaymakam) deniliyordu. İkincisi ise sancaklara sürekli olarak atadıkları mütesellimlerdir. Mütesellimlerin azil ve tayini, merkezi hükümette Reisül Küttab dairesi vasıtasıyla gerçekleşirdi. Mütesellimlik hicrî 1000 tarihinden sonra yani XVI. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, Tanzimat'a kadar devam etmiş bir kurumdur. XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren valiler bazen de mutasarrıflar görevlerine gelinceye kadar, yerlerine geçici bir süre için vekâleten adamlarını görevlendiriyorlardı. Bu mütesellimlerin görevleri, çok kısa olup vali ve mutasarrıfın görev yerine intikali ile sona eriyordu. Ancak XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren mütesellimliğin durumunda bazı değişiklikler olmuştur. Özellikle 1627 tarihinden itibaren birçok sancak, bey ve paşalara " arpalık" olarak verilmeye başlanmıştır. Eğer verilen arpalıklar, bey ve paşaların mansıplarına uygun düşmüyorsa kendileri göreve gitmiyor, ya adamlarından birini ya da o sancakta bulunan ayân-ı vilâyetinde uygun gördüğü bir kişiyi mütesellim olarak atıyordu. Bunlar, sancağın malî ve idarî işlerini yürüttükten sonra sancağın gelirlerini, iltizam yoluyla bir miktarını mutasarrıfa yolluyorlar, kalanını kendileri alıyorlardı. XVIII. yüzyılda vezir sayılarında artış, pek çok sancağın arpalık olarak verilmesine neden olmuş, uzun süren savaşlar sebebiyle sancak beylerinin seferde bulunmaları ve uhdelerinde başka görevler bulunması nedeniyle sancaklara gelememeleri yüzünden yerlerine mütesellim tayin ettiklerinden mütesellim sayısı hızla çoğalmıştı. Bu yüzyıl boyunca mütesellimlerin, bulundukları yerlerin yerlilerinden ve nüfuzlu ailelerinden olmasına özellikle zengin, kudretli ve güvenilir olmasına dikkat edilirdi.Burada Mütesellim konusunda bir takım açıklamalar yaptıktan sonra tekrar konumuza dönüyoruz. 18.Yüzyılın başında Osmanlı Devletinde ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Batı Karadeniz bölgesinde de "AYANLIK"müessesesi kurulmuştur. Bölgemizden bir çok ayan olup bunları sıralarsak Alaplı'da Pehlivanoğlu Ahmet Ağa,Ereğli'de Ali Molla,yine Ereğli'de Hacı Hüseyinoğlu İbrahim,Düzce'de Hacı İbrahim,yine Düzce'de Hacı Ali Servet,Düzce'de bir başka ayan Zeynel Abidin,Devrek'te ayan Selim,Bartın'da Çalıkzade Hasan Ağa, yine Bartın'da Çavuşzade Mehmet Ağa,Eflani'de Tölemenoğlu, Gölpazarı(Saltukova)'da Küçük Ağa,Perşembe'de Kadıoğlu,Kastamonu'da mütesellim Altıkulaçzade Hacı Hüseyin,yine Kastamonu'da mütesellim Mustafa Ağa, Kızılbel'de ayan Kahvecizade Mehmet Ağa,Ulak'ta ayan Hacı Mehmet Ağa,Cide'de Ayan Halil Ağa'yı sayabiliriz. O dönemde gerek Kurucaşile,gerekse Tekkeönü,Çambu ve Taşlıca bölgesi de divanlar biçimi yönetimiyle Amasra'ya bağlıdır.Bağlı bulunduğumuz Amasra'da merkezi Safranbolu olan Viranşehir Sancağına bağlı bir kaza merkezi durumunda idi.Bu dönemde Bolu ile Viranşehir birlikte değerlendirilmekte,Bolu-Viranşehir Sancakları bir elden yönetilmekteydi. Viranşehir Sancağı da bir mütesellim(vekil) tarafından yönetilmekteydi.Bu mütesellim ise bu yüzyılın başında bölgemizin tartışmasız en ünlü kişisi ve bölgenin MÜTESELLİMİ HAYDUTOĞLU MEHMET BEY'dir. HAYDUTOĞLU MEHMET BEY, günümüzde Batı Karadeniz'in şirin ilçesi Kurucaşile'nin Ova Tekkeönü köyünde doğmuş,çocukluğu da bu köyde geçmiş ve genellikle bu köyde gemicilik ve ticaret yapmıştır.Bugün HAYDUTOĞLU MEHMET BEY'in yakınları AMASRA'da ve TEKKEÖNÜ'nde hayatlarını sürdürmektedirler. Hatta bugün, Kurucaşile ve Tekkeönü'nde dahi tanınmayan ve 1856 yılında hayatını kaybeden Mehmet Bey'in oğlu (Amasra Müdürlüğü de yapan )" HAYDARZADE HASAN AĞA'nın mezarı Ova Tekkeönü Mezarlığındadır. HAYDUTOĞLU MEHMET BEY, Batı Karadeniz Bölgesinin mütesellimi olması dolayısıyla hem zengin hem de sözü geçen birisi olarak Osmanlı Devletinin bölge politikalarında önemli roller üstlenmiştir. Osmanlı Devleti, 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başında Batı Karadeniz bölgesini kontrol altında tutabilmek için hem ayanlardan hem de mütesellimlerden destek almıştır. MEHMET BEY'de bu dönem içerisinde gemicilik faaliyetiyle uğraştığı ve Osmanlı Devletinden ticari ayrıcalıklar kazandığı için oldukça güçlü ve sözü geçer birisi durumuna gelmiştir. Osmanlı Devleti Döneminde Bolu Vilayeti ve çevresinde görev almış ayanlar ve mütesellimler diğer bölgelerde olduğu gibi güçlerini pekiştirmişler ve padişahtan bağımsız bir biçimde sahip oldukları bölgeleri yönetmeye kalkmışlardır. Buna dair merkezden gönderilen fermanlar olayı açıkça göstermektedir. II. Mahmut Döneminde kaldırılan ayanlık ve mütesellimlik daha sonraları başka görev unvanlarıyla birlikte yeniden düzenlenmiştir. II. Mahmut'un emrinden sonra Bolu ve çevresinde ayanlar ve mütesellimler yok edilmiştir. Bunun yerine mutasarrıflıklar kurulmuştur. Bolu'ya ilk olarak Hüsrev Paşa mutasarrıf tayin edilmiştir. Hüsrev Paşanın Mutasarrıflığı Bolulular için bir ümit kapısı olarak görülmüşse de Hüsrev Paşa başka bir görev için Bolu'dan kısa süre içerisinde ayrılmıştır. Bugün Mütesellimlik ve MÜTESELLİM HAYDUTOĞLU MEHMET BEY'i tanıtmaya çalıştım.Yazımızın devamını sizlere bir sonraki yazımda sunacağım.Sözlerime burada son verirken herkese iyi günler diliyorum. D E V A M E D E C E K T İ R
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
TÜRK DİL DEVRİMİ VE KURULTAYLARINA KURUCAŞİLE DESTEĞİ - 08/04/2013 |
Burada Türk Dil Devrimini ve 1932-34-36 yıllarında Mustafa Kemal Atatürk'ün bizzat katıldığı ve başkanlık yaptığı Türk Dil Kurultaylarını,hem bu kurultaylara katılan ve telgraf çeken Kurucaşilelilerin kimler olduğunu sizlerle paylaşıyorum. |
İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI VE KURUCAŞİLE'DE YANSIMALARI - 01/04/2013 |
Bugün Kurtuluş Savaşımızın önemli bir dönüm noktalarından biri olan,düşmanın binlerce ölüsüyle doldurduğu İnönü ovasını silahlarımıza bıraktığı İkinci İnönü Zaferinin 92. yıldönümüdür. |
KURUCAŞİLE ÖMERLER MAHALLESİ - 22/03/2013 |
KURUCAŞİLE ÖMERLER MAHALLESİ |
ÇANAKKALE SAVAŞI VE KURUCAŞİLELİLER - 17/03/2013 |
Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni |
KURUCAŞİLE AHŞAP TEKNE YAPIMINDA BİR MARKADIR - 05/03/2013 |
Kurucaşile bugün "AHŞAP TEKNE YAPIMI" alanında yalnızca ülkemizde değil,dünyada aranan bir bölgedir. |
1830-1831 YILI KURUCAŞİLE BÖLGESİ NÜFUS SAYIMI VE LAKAPLAR - 18/02/2013 |
Osmanlılar döneminde yapılan batılı anlamda ilk nüfus sayımı sonuçları ile Kurucaşile bölgesinin o dönemdeki lakaplarının istatistiki bilgileridir. |
II.MAHMUT DÖNEMİNDEKİ İLK ORDU'NUN KURUCAŞİLELİ ASKERLERİ - 10/02/2013 |
ASAKİR-İ MANSURE-İ MUHAMMEDİYYE ASKERLERİ |
TEKKEÖNÜLÜ MÜTESELLİM HAYDUTOĞLU MEHMET BEY(3) - 03/02/2013 |
TEKKEÖNÜLÜ MÜTESELLİM HAYDUTOĞLU MEHMET BEY(3) |
TEKKEÖNÜLÜ MÜTESELLİM HAYDUTOĞLU MEHMET BEY(2) - 01/02/2013 |
TEKKEÖNÜLÜ MÜTESELLİM HAYDUTOĞLU MEHMET BEY(2) |
Devamı |